Gelecek partisi Akhisar ilçe başkanlığına atanan Muzaffer Eren atamanın hemen akabinde kolları sivayarak yeni yönetim kurulu uyeleriyle birlikte İl Baskani Yaşar Artar ve diğer ilçe baskanlarini Akhisar da Dayıoğlu Restaurantta ağırlayarak göreve hızlı başladı.
Toplantıda Akhisardaki yıllardır koroniklesmis yerel hizmetlerin ikinci dönem seçilen Belediye Başkanı Besim Dutlulu ve çalışma arkadaşları tarafından progesyonelce yapılan hizmetlerle çözüme kavuşturulmasını memnuniyetle karşıladıklarını, bu çalışmalarda olumlu katkilarla belediyecilik hizmetlerinin yanında olacaklarını dile getirdi.
Yeni yönetim kurulu uyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda ülkemizin gündemine dair her konuda fikir alışverişi yaptıklarını, olası bir erken genel seçim için şimdiden hazırlandıklarını dile getirdi.
Öğretmenler gününü ve kadinimiza şiddete hayır etkinlikleri çerçevesinde parti olarak Türkiyemizin hakettiği yerde olmadığıni dile getirdi
Toplantıda söz alan il Başkanı yaşar Artar ise,
Ülkemiz gerek iç sorunlarla gerekse dış tehditlerle adeta kusatilmislik yasamaktadir. Hayat pahalılığı, enflasyon, gelirde ve vergide adaletsiz dağılım, sığınmacı sorununun yarattığı demografik bozulma, ve laik çağdaş hukuk devletine artarak devam eden bilinçli saldırılarla büyük bir kriz yaşamaktadır. Kayyum atamalariyla halkın iradesinin gasp edilmesi, İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının tepesinde gezdirilen yargi sopası, Öcalan a umut hakkı guzellemesiyle PKK nin mecliste legallestirilmesi niyetlerini ibretle ve üzüntüyle izlemekteyiz. Turk Devleti Öcalan'ın insafına ve ağzından çıkacak sözlere mahkum edilecekse 40 bin sehidimizin, yerinden yurdundan uzaklaşan yöre insanımızın  yüzüne nasıl bakacaklar? Bu bir devlet aklı değildir, olsa olsa cumhur ittifakinin koltuklarını ve koltuklarından aldığı rant ve makam gücünü korumak amacıdır. Erdoğan'ın hiç haketmedigi ikinci dönemden sonra üçüncü dönemde de seçilmesini sağlayarak ele geçirdikleri makam mevki ve para gücüyle dünyaliklarini koruma çabasıdır.
Bu hırs ve gözü donmuslukle tegmenlerimiz üzerinden kahraman ordumuzun direncini ve inancını kırmaktan bir an bile geri durmamaktadirlar. Ülkemizin kurucu lideri Atatürk'umuze ve onun silah arkadaşlarına her türlü küfürü eden diyanetin başındaki adamın kılıç hakkı diyerek hutbeye çıkması sorun olmuyor, ama Mustafa Kemal'in Askerleriyiz diyen Kahraman tegmenlerimiz ihraç edilmek isteniyor.
Kimse kusura bakmasın, burada disiplinsizlik yoktur, Mustafa Kemal'in askerlerinden rahatsızlık duyan cumhur ittifakinin ard niyeti vardır. Bu asker Mustafa Kemal'in askeri olmayacak ta kimin askeri olacak?
Aslında kimin kim, ne olduğunu herkes biliyor uzatmaya gerek yok. Türkiye Cumhuriyeti devleti ilelebet payidar olacaktır. Catlasalarda, patlasalar da bu yoldan geri dönüş asla sozkonusu degildir.

3. Dünya Savaşı'nın tamtamlari çalınırken en dikkat etmemiz gereken konu sığınmacı belasından bir an önce kurtulmaktır. Bu ülkemizin en önemli beka sorunudur. Ekonomik verilerin enflasyonun kötü gidişatın bir şekilde devlet millet elbirliği ile çözecektir. Fedakarlıkla, bu aziz milletin ferdi olan Türkü kürdü lazi cerkezi hulâsa vatandaşlık bağı ile bağlı olan her bir neferi üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır, yine yapar. Yeter ki çalma, çırpma, yolsuzluk olmasın. Ama iç cephede omuz birliği yapmış Türk milletine hançer saplamaya hazır yeraltı hücreleri sığınmacı adı altında apronda beklemektedir. Tüm bunlardan hareketle parti olarak iç cephemizi güçlü tutmak, uyanık olmak, düşmanın içimize yerleştirdiği ihanet grubunu dikkatle izlememiz gerekmektedir. 
Turk milleti varolsun.

Dedi.