Büyük Önder Atatürk Akhisar'da özlemle anıldı !

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 82. yılında Milli Egemenlik Meydanı’nda tören düzenlendi.


Büyük Önder Atatürk Akhisar'da özlemle anıldı !

 

Vefatının 82. yılında ‘10 Kasım Atatürk´ü Anma Günü´ münasebetiyle tüm ülkemizde olduğu gibi ilçemizde de anma töreni düzenlendi. Akhisar Milli Egemenlik Meydanı Atatürk Anıtı önünde saat 08.45´te çelenk sunma ve 09.05´te anma töreni gerçekleştirildi.

Çelenk sunma tören yöneticiliğini Akhisar Namık Oğul Anadolu Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Hakan Yıldız yaparken sunuculuğunu ise Akhisar Namık Oğul Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Ahmet Yavaş ile İngilizce Öğretmeni Yıldız Kovyoz yaptı. Saat 08.45´te Atatürk Anıtı´na çelenk sunma programı protokol sırasına göre gerçekleştirildi.

Saat 09.05´te Belediye Bandosu tarafından verilen Tİ sesi ve ilçemizde çalan sirenler ile 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu akabinde Namık Oğul Anadolu Lisesi Müzik Öğretmeni Cemile Özlem Kılınç yönetiminde İstiklal Marşımız söylendi ve gönderde çekili bulunan bayraklarımız ağır ağır yarıya indirildi. Aynı zamanda Hükümet Konağı önündeki bayrakta 3 polis memuru tarafından yarıya indirildi. Tüm özel kurum ve kuruluşlarda da 10 Kasım Salı günü,  gün batımına kadar bayraklarımız yarıda kaldı.

Saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşımızın söylenmesinin ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Namık Oğul Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni Murat Kızıltaş gerçekleştirdi. Kızıltaş konuşmasında;

“Ey milletim 
Ben Mustafa Kemal´im 
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim 
Hala en hakiki mürşit değilse ilim 
Kurusun damağım dilim 
Özür dilerim 

Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 

Özgürlük hala En yüce değer Değilse eğer 
Prangalı kalsın diyorsanız köleler

Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 

Sayın Kaymakamım, Sayın Belediye Başkanım, Değerli Protokol Üyeleri, Saygı Değer Öğretmen Arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler;

Bugün ulusumuzu bağımsızlığa kavuşturup, bizi çağdaş uygarlık düzeyine çıkaran, adı ve eserleri ile sonsuza kadar yaşayacak olan Ulu Önderimiz, Türkiye Cumhuriyeti´nin kurucusu, kendini devletine ve milletine adamış yegane Devlet Adamı Mustafa Kemal Atatürk´ün 82. ölüm yılı.

Bugün korkusuzca ve özgürce aldığımız her nefesi, yattığımız her geceyi, kalktığımız her sabahı, geleceğe umutla bakan nesilleri, her tarafı şehit kanıyla sulanmış bu kutsal toprakları O´na borçluyuz.

Dünyanın kendine örnek aldığı mavi gözlü, sarı saçlı atamızın bugün ölüm yıldönümü… Bizler Türk Milleti olarak O´nu her yıl olduğu gibi saygıyla, sevgiyle ve minnetle anıyoruz.

Mustafa Kemal Atatürk sadece milletine güvenerek milletin iradesini milli mücadeleye katarak tam bağımsızlıktan başka amacı olmadan yılmadan tüm azmiyle Kurtuluş savaşının fitilini ateşlemiş ve yenilmez denilen emperyalist güçleri vatanımızdan temizleyerek Türk milletini tekrar hayata döndürmüştü. Ulu Önder Atatürk, yol arkadaşları ve vatanını korkusuzca savunan kahraman şehitlerimiz öylesine eşi benzeri görülmemiş bir destan yazdı ki, emperyalist devletlerin hakimiyetindeki tüm mazlum milletlere örnek oldu.

O´nu anlamak, O´nun fikirlerini anlamak demek,  O´nun ufkundan Dünya´ya bakabilmek demek!

O´nun ufku öylesine genişti ki ‘akıl ve bilim benim ışığımdır´ diyordu. O yüzden bağnazlık ve karanlık onun yoluna çıkamadı.

Mustafa Kemal öyle bir ışık yaktı ki karanlığa karşı! O ışık alev oldu, meşale oldu, önce tüm Anadolu´yu sonra tüm kalpleri aydınlattı.

Ünlü bir devlet adamının dediği gibi  ‘Atatürk gibi insanlar, bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre için de doğmazlar; onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır.´

Cumhuriyetin nasıl doğduğunu unutmayarak geleceğe sahip çıkmak Türk gençliğinin temel görevidir. Atatürk`ün gösterdiği yolda ilerleyebilmek, yani çağdaş medeniyeti yakalayıp aşabilmek, kendimizi çağdaş dönüşümlere göre yenileyebilmek, mücadelemizi Mustafa Kemal´in irade gücü, azmi, bağımsızlık aşkı, cesareti, disiplini ve kararlılığıyla gerçekleştirebilmekle mümkündür

Ben Mustafa Kemal´im…

Kafkaslardan uzanır kanatlarım

Trablusgarp´ta, Suriye´de

Bakın Türk´ün kalbinin attığı Çanakkale´de ben varım…

İstanbul´a sığmaz yüreğim

Samsunda ışığı yakan benim…

Havza´da Amasya´da Erzurum´da Sivas´ta,

Benim türkülerim söylenir

Benim güneşim doğar Kocatepe´den...

Gün olur doğarım Anadolu´ya

Gün olur Anadolu benden doğar…

Ben Mustafa Kemal´im

Ben Anadolu´yum, ben Türkiye´yim…

Beni bulmak için genç yüreklere bakmalısınız,

Benden aldığınız ateşi daha güçlü yakmalısınız

Ben Mustafa Kemalim

Ben Mustafa Kemalim…

Dünyalara düzen veren benim soyumdur,

Unuttuysan mazine bak,

Büyük olmak benim hep huyumdur.

Çalışmak, başarmak bir millet için candır,

Ey Türk çocuğu!

Muhtaç olduğun kudret damarlarında dolaşan kandır.

Ben Mustafa Kemal´im

Ben Mustafa Kemal´im…

Yüce Atatürk… Bu ülke için yaptığın her şey adına sana şükran borçluyuz… Aziz Ruhun Şadolsun...” ifadelerini kullandı.

Günün anlam ve önemini belirten konuşmanın ardından Akhisar Hava Meydan ve Garnizon Komutanlığı adına Yüzbaşı Yasin Acur konuşmasını gerçekleştirdi. Acur yaptığı konuşmada Atatürk´ün asker kişiliğini anlattı ve cümlelerinde şu ifadelere yer verdi "Sevgili Akhisarlılar bir 10 Kasım daha yaşıyoruz bugün. Devletimizin kurucusu, eşsiz komutan, Büyük Önder Atatürk´ün aramızdan ayrılışının 82´nci yıldönümünde O´nu bir kez daha anmak, içimizde daima yaşayan Atatürk´ü, O´nun askeri dehasını anlatmak ve O´nun aziz hatırası önünde saygıyla bir kez daha eğilmek için buradayız. Dünya tarihi, çağlar boyunca yetenekli askerlerin, nitelikli devlet adamlarının yaşamlarını dile getirir fakat asker ve devlet adamı nitelik ve yeteneklerini bir bütün olarak kendi kişiliğinde toplamış bulunan pek az insanın varlığından söz eder. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu müstesna insanlardan biridir. O gerek savaş meydanlarında, gerekse sosyal ve siyasal alanlarda milletine daima örnek ve öncü olmuş, yenilmiş, yıkılmış, her şeyi elinden alınarak çökertilmiş, harap edilmiş bir imparatorluktan, kuvvetli, özgür, laik bir Cumhuriyet kurarak, tarihin şanlı sayfalarına geçmiş ilerici bir lider, dahi, benzersiz bir Başkomutandır. Cephelerde; en ümitsiz anlarda mutlaka bir aydınlık yol bulup, kesin karar ve icraatla ümitsizliği ümide, çaresizliği çareye, mağlubiyeti zafere çevirmesini bilmiştir. Gazi Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915 günü Conk Bayırı´nda askerlerine ‘Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum.´ emrini vererek Çanakkale savunmasının ruhunu teşkil etmiş, tarihte askerlerine böyle bir emir verip uygulatabilen yegane komutan olmuştur. ‘Hattı müdafaa değil sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz.´ Kütahya-Eskişehir muharebelerinden sonra geri çekilen ordumuza Gazi Mustafa Kemal verdiği bu emirle vatanın her karışın savunulmasını emretmiş, Mehmetçiğin savaşma azim ve kararlılığını en üst seviyeye çıkartmıştır. ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri!´ Türk ordusunun manevi cephanesi olan bu emirin verdiği kuvvet ve cesaret ile düşman kuvvetleri tarafından 4-5 ayda geçilemez denen Afyon mevziler yarım günde çökertilmiş, 26 ağustos 1922´de başlayan Afyon-Dumlupınar taarruzu, 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile kesin sonuca ulaştırılarak düşman yenilgiye uğratılmıştır. Bu kısa ve öz emir aslında kurtuluşumuzu perçinlemiş, orduyu sadece tek çıkışı olan bir zafer tüneline sokmuştur. Mustafa Kemal´in muharebe yaşamı Trablusgarp ile başlamış, yıldızı ise önce Çanakkale´de parlamış, Kafkasya´da, Filistin cephelerinde devam etmiş, Sakarya ve Afyon-Dumlupınar Meydan Muharebesi´nde doruk noktasına çıkmıştır. Komutanlık ettiği süre boyunca mağlubiyet yüzü görmemiş olan Atatürk; büyük bir asker ve dahi bir liderdir, liderlik edebilmenin en önemli özellikleri arasında yer alan; zeka, akıl, irade, öz güven, soğukkanlılık,  ileri görüşlülük, olaylara yön vermek, fedakarlık ve feragat sahibi olmak, bilgili olmak ve kendisini geliştirmek gibi vasıfların tümü Atatürk´te fazlasıyla mevcuttur. Atatürk´ün askerlik ve komutanlık konusundaki tutumu kesin ve tamamen realisttir. O´nun komutanlık vasıflarını şöylece özetleyebiliriz; büyük bir taktik ustasıydı, her zaferin yalnız milli kuvvetler ile kazanılacağına inanır, milli kuvvete güvenirdi. Mesleğini en iyi bilen ve daima kendini geliştiren biriydi, tüm alandaki yenilikleri takip ederdi, hayalcilik ile değil daima planla ve programla rotasını belirlerdi, en kritik anlarda daima en ileri hatlarda bulunarak savaşları bizzat idare edere eden Atatürk, kendi kabiliyetine göre çekinmeden daha üst görevlere talip olurdu. Prensip sahibiydi, hadiseleri en ince teferruatına kadar görerek inceleyen hiçbir şeyi tesadüfe bırakmayan bir Başkomutandı. Karar sahibiydi. En doğru kararı verir, derhal icraya geçerdi. Kararından asla dönmezdi. Her rütbede, idare ettiği bütün insanların ruhlarına nüfuz etmesini bilmişti. Fikirlerini daima açıkça ve çekinmeden ortaya koyardı. Askerlik ve komuta edebilme özellikleri öyle ikna ediciydi ki 1919‘un en zor günlerinde, milli mücadelenin başında doğu ordularının kudretli komutanı Kazım Karabekir askerlikten henüz istifa eden Mustafa Kemal´e ‘Paşam emrinizdeyim´ diyerek milli mücadele yolunda kendi hayatın ve kariyerini riske atarak O´na destek vermiştir. Atatürk´ün milli mücadele başarıları harp tarihinin ve sanatının üstün değerler ifade eden birer anıtıdır. Asker Atatürk´ün dehası Milli Mücadele´nin en büyük şansı olmuştur. Atamızın bu dehası sadece milleti tarafından değil, dünya tarafından da saygı görmüş ve gıpta ile bakılmıştır. Bu husustaki en güzel örnek kesin zaferimiz sonrasında İngiltere Başvekili Lloyd George´nin ‘Arkadaşlar asırlar; pek nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahiyi asrımıza Türk ordusu yetiştirdi, Mustafa Kemal´in dehasına karşı elden ne gelir.´ demiş olmasıdır. O´nun cephelerdeki, fikir, sanat ve diploması sahnelerindeki başarılı, devrim ve inkılapları geleceğe ışık, tüm mazlum milletlere umuttur. O sadece bir milletin değil tüm insanlığın evladı, karanlığın karşısına dev gibi çıkan bir umut ışığıdır. O´nun aziz hatırası önünde ulusça saygı ve minnetle eğildiğimiz bugün, günün gençliğe armağan ettiği Cumhuriyet ve bağımsızlığı daha yukarılara taşımak, ilke ve hedeflerine daha çok sahip çıkma günüdür. Bütün ömrünü hizmetine verdiğin Türk milleti ile beraber onun huzurunda saygı ile eğiliyor ve hep birlikte bir kez daha söz veriyoruz. Ata´m açtığın yolda, gösterdiğin ülküde hiç durmadan yürüyeceğimize and içiyoruz. Vatan sana minnettardır.” ifadelerine yer verdi. Tüm konuşmaların gerçekleştirilmesinin ardından görevli öğrencilerin şiir okumaları gerçekleştirildi.  Akhisar Namık Oğul  Anadolu Lisesi öğrencileri Mevliye Büşra Ünver; Atatürk´ten Son Mektup, Ceyda Özkan; Mustafa Kemal´i Düşünüyorum şiirlerini seslendirmesiyle tören son buldu.

Programa katılanlar arasında Akhisar Kaymakamı Sabit Kaya, Hava Meydan ve Garnizon Komutanı Hava İstihkâm Albay Mehmet Şahin, Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, Cumhuriyet Başsavcısı Tunay Pulça, partilerin ilçe teşkilatları ile başkanları, sivil toplum örgütleri, kurum, oda ve kuruluşlar, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.

Siz beni hâlâ anlayamadınız,
Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,
Hep tutturmuş "yıl 1919, Mayısın 19´u" diyorsunuz,
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övünüyorsunuz.

Mustafa Kemal´i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler,
Siz bana neler yaptınız ondan haber verin,
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin,

Mustafa Kemal´i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bana muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan;
Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı,
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı,

Mustafa Kemal´i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz,
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın,
Uluslar, fethine çıkıyor uzak dünyaların.

Mustafa Kemal´i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız,
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil,
Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar,
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.

Mustafa Kemal´i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü
Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz hiç
ilerlememiş;
Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek
dururken,
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız
gülen,

Mustafa Kemal´i anlamak işitmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla,
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla,
Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister,
Paydos öğünmeye, paydos avunmaya, yeter,
yeter,

Mustafa Kemal´i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.


Halim Yağcıoğlu