Erdoğan'ın Rusya ile el "sıkışması"nı onaylarız, hemde ölümüne!


ARMADA?!

Yüce Türk Milleti'ne;
TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVARLAR İŞGAL HAZIRLIĞINDA!
Hangi CANAVAR Türk'ün kalem'ini kırabiliyor ise kırsın!
Herkesin anladığı bir dil vardır.
Lisan-ı münasiple söyleyecek olursak:
"Mais la probabilité sera coupé quelques têtes" veya "Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir"!
Ki, o ihtimal'in ihtimal hesabı yüzde 100.
Tarih'te her ne yaşanmış ise başka türlüsü mümkün olmadığı için yaşanmış ise "bugün aslında dündür".
Ama'sız "ANKA".

Ülke'ye demokrasi getirmeye niyetli küresel teröristler içimizdeki işbirlikçileriyle sözde yeraltına gömülü nükleer silahları korumak adına "İŞGAL"e hazırlanıyorlar(mış).
Bol sos'lu demokrasi, ardından kürt sırtlan'ı ermeni çakalı devlet kumpas'ı.
Irak'ta, Saddam'ı devirip yerine Barzani'yi getirenlerin demokrasiden, çağdaşlıktan ne anladıkları ortada.
Saddam zamanında demokrasi yoktu ama kaos da yoktu, şimdi Irak'ta hem demokrasi hem de can / mal güvenliği yok! 
Süreç'in derinleşen adı ise "Kaos" oldu.
Suriye Esad faktörü çıban'başımız, canlı şahid!

Türk'ün gücünü hissetmek, kaf'asındaki bitleri balyoz'la öldürtmek isteyen isteyene!
Hatırlatırız;
Avrupa'yı yakarak aydınlatmak zor mesele değil!
Nokta.

(*)                       (*)                        (*)

 

Siyasal kürtcülerin ve fetö'culerin her baris, demokrasi cigirtkanliginin pesisira yeni katliamlar sahne aliyor

Acimayacagiz!
Affetmeyecegiz!
Neden, nicin, niye?!
"Acirsan acinacak hale dusurmeye hazirlanan kahpeler ellerini ovcalayarak hazir bekliyorlar" diye.

Vatan'i bolmek isteyenlere diyecegimiz; "Adını siz koyun" ya da "rakamı hocaefendiniz, bebek katiliniz belirlesin", Allah adına Turk milleti'in bekaası adına "Pardon'suz" o süreç'in içinden bir kez daha biz gecelim!
İbretlik "Pardon yok" final sahnesine biz haziriz.
Govdeye agir gelen kellelerinizi giyotin'e uzatmaya siz hazir misiniz?!

(*)              (*)                (*)
 

Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde şehitlerin anısına yapılan ve her şehit için bir künye asılan Şehitler Ağacı’nda yer kalmadı. 
Türkiye'nin bir kesimi "vatan bölünmesin" diye ölümüne mücadele ederken, bir kesimi de "vatanı sevmek demek uğruna ölmek demek midir?" diye süreç'i sorguluyor.
15 Temmuz real politik ortada!

Oysa;
Anadolu'da sabah'tan akşam'a ne olacağı belli olmaz.
Medeniyetler beşiği ya da mezarlığı.
Tahtırevalli.
1 şey değişir her şey değişir.
Rusya ve Avrasya üzerinden "düşürülen" bir çizgi yeniden yükseliyor ise öncelikle olaya sahip çıkmak lazım.
Böyle bakıp bakmamak kişiye kalmış, alakart düşünce.
Yani?!
"Vatan sevgisi ölümle ölçülmez" demek, aksi iddia edilemeyecek bir tümceyi tekrarlamak demektir ki, zekaya hakaret.
Medeniyet çıtasını yükseltecek, toplumun refahına katkı yapacak her çaba, vatan sevgisinin bir başka pırıltılı halkası.
Bu kapsamda Erdoğan'ın Rusya ile el "sıkışması"nı onaylarız, hemde ölümüne!
"Tecavüze uğrarsanız zevk almaya bakın" demek ne mana ise vatan adına ölenleri, ter akıtanları küçümsemek aynı mana!?
Bu kapsamda cevabı aranması gerekli basit soru şu:
Vatan için ölmeye değmez ise İsrail halkı neden teyakkuzda!?
Vatan, uğruna can'ını vermeye hazır geçmişte ve bugün yaşayan ATATÜRK'ler olduğu sürece vatan'dır.
Yani?!
"Ey Milliyetçi, Ulusalcı, Dindar, Ateist vs. arkadaş;
Sen sahip olursan bu vatan asla ve kat'a batmayacaktır!"