Mavi balina, bu dünyanın karalarında veya denizlerinde yaşamış hayvanların en büyüğüdür. Bir gemiye alınıp tartılan en iri mavi balina 150 ton ağırlığında ve 27 metre uzunluğunda idi. Söz konusu balina 1948 yılında Antartikada’ki Balleny adalarında bir Japon balina ekibi yakalamıştı. 2003 yılında ülkemizde 10 dolar milyarderi varken 2015 te bu sayı 45 olmuş. Anlayacağınız 45 mavi balinamız ( Dolar milyarderi ) var. 100-150 tonluk mavi balina okyanuslarda ne kadar haşmetli görünürse, bizim karada yaşayan mavi balinalarımız (Dolar milyarderi) de bir o kadar haşmetlidirler. İçlerinde uçakları, yatları, malikaneleri olanlarına rastlanır. Diyebilirsiniz ki, nerden dolar milyarderlerini yazmak aklına geldi.
Neden mi? Uzak doğudaki ada ülkesi Japonya da,130 milyon nüfusa karşı mavi balina sayısı (Dolar milyarderi) sadece 14 tür. Ülkemizin nüfusu 78 milyon dolar milyarderi sayısı Japonya’nın 3 katından fazladır. Japonya ABD ve Çin Halk Cumhuriyetinden sonra 3. Büyük ekonomidir. Gayri Safi Milli Hasılası 5 trilyon dolar civarındadır. Türkiye’nin ise 800 milyar dolar kadar. Japonya’nın ekonomik gücü Ülkemizin yaklaşık 6 katıdır. Görüldüğü üzere Japonya ile aramızda büyük bir orantısızlık söz konusu. Bu orantısızlık niye derseniz şunu söylemek mümkün. Japanya’da sistem yurttaşlarının refahına dönük olarak kurgulandığı için dolar milyarderi sayısı fazla artmıyor. Sosyal adalet var. Gelir dağılımı bize göre daha dengeli daha adil. Japon insanı yurttaşlık bilincine ulaşmış uysal koyunlar olmayıp okuyan, sorgulayan insanlar. Gayri safi milli hasılalarında insanca geçinebilecekleri payı, bilinçlenmeleri sayesinde almayı başarmışlardır. Bizde ise gelir adaletsizliği çok bozuktur.
Açlık sınırının altında milyonlarca insanımız bulunmaktadır. Açlık sınırını altında asgari ücret neyin nesidir. İnsanımız haklarını almak için istekli görülmemekte, kaderine razı, şükürcü insan profili çizmektedir. Dolar milyarderleri bu anlayışı çok iyi değerlendirerek servetlerine servet katmışlardır. Siyaset kurumu gelir adaletsizliğini düzeltmek için gerekli çaba içine girmemiş çünkü siyasiler halk yığınlarından bu yönde baskı görmeyince rahatlarını düşünmekte halkı unutmaktadır. Çok kere siyasiler iş adamı kılığındaki mavi balinaların yanında olmuşlar, dolar milyarderleri malı götürürken yardımlarının karşılığını fazlası ile götürmüşlerdir. Deyim yerinde ise “bal tutan parmağını yalar” atasözüne rahmet okutmakta soygun pastasından nasiplerine düşeni almaktadır. İşte tüm bu nedenlerdir ki ülkemiz insanı açlık ve yoksulluk çemberini kıramamıştır. Kırmaya da niyeti yoktur. Yoksulluk ümmet toplumlarının alın yazısı olmuştur. Bakın Müslüman halklara.. “bir lokma, bir hırka” prensibi yoksul Müslümanların amentüsüdür.
Yüzyıllardır, “şükredin bu dünya yalancı dünyadır. Siz yoksul halklar hazırlıklarınızı, yatırımlarınızı öbür dünya için yapın.” Diyerek uyutulmuşlardır. Halk dinci bezirganların uysal koyunları olunca dolar milyarderi sayısı 45’te olur, 65’te 75’te. Bu kafa ile giderse halkımız Ömürleri boyunca yoksulluk treninin yolcuları olarak kalmaya mahkumdur.
Şair Eşref diyor ki; Bir soğan soyuluyor yaşarıyor gözler, Bir memleket soyuluyor uyanmıyor öküzler.
Cahit Sıtkı’nın aşağıdaki dizeleri ile okuyucularımı baş başa bırakıyorum.
İMKANSIZLIK DOSTLUK DEĞİL KARDEŞİM, DAL YEŞİL DEĞİL, GÖK MAVİ DEĞİL.
BİLSEN ! BEN HANGİ ALEMDEYİM, SEN HANGİ ALEMDE !
AKLINDAN GEÇERMİ DERSİN, AKLIMDAN GEÇEN ŞEYLER !
SANMAM ! YILDIZ VE RÜZGAR PAYIMIZ MÜSAVİ DEĞİL;
SEN KENDİ GECENDE GİDERSİN, BEN KENDİ GECEMDE.
VAZGEÇ KARDEŞİM, AYRIDIR BİNDİĞİMİZ GEMİLER !
YORUMLAR