Siyam bugünkü adıyla TAYLAND güney doğu Asya da Hint Okyanusuna kıyısı olan bir ülke. Yıllar önce ajanslar bu ülkeden öyle bir haber geçti ki , bütün dünyanın ilgisini çeken bu habere göre Siyamda (TAYLAND) bir kadın birbirine yapışık üçüz bebekler dünyaya getirdi. Ertesi gün gazeteler de yapışık üçüz bebeklerin resimleri yer aldı. Üç ayrı insan yapışık olarak nasıl yaşayacaktı, hayatlarını nasıl sürdürebileceklerdi. Her geçen gün yavaşta olsa üçüzler büyüyordu . Dünyalıların üçüzlere ilgisi büyüktü. Üçüzler uzun süre tıp dünyasının gündeminde kaldı. Sonunda bir de duyduk ki, 6 aylık olduklarında yapışık üçüzler başarılı bir ameliyatla birbirlerinden ayrıldılar. Radyo ve Televizyonlar tıp biliminin başarısını dünyalılara duyurdular.
Yukarıda ki hilkat garibesi bu örneğin niçin verildiğini entelektüel birikimi olan Türk vatandaşlarının hemen kavradığını düşünür gibiyim.
Çağdaş parlamenter demokrasiler de devletin güç ayakları üç erk vardır. 1- Yasama 2- Yürütme 3- Yargı.
Yasama milletin ihtiyaç duyduğu yasaları parlamento da görüşerek çıkarır. Yürütme (Meclisin içinden çıkan hükümet ) çıkan yasaları göz önünde bulundurarak icraatlarını yapar. Bu icraatların halkı mutlu ve refah içinde yaşatmış olması gerekir. Yargı ise Yürütmenin yaptığı eylem ve icraatlar la ilgili kendisine gelen usulsüzlük ve yolsuzluk dosyalarını TBMM adına inceler ve karara bağlar Devletin güç ayakları olan Yasama , Yürütme , Yargı birbirlerine üstünlük taslamadan ayrı ayrı görevlerini yaparlar. Demokrasiler de bu duruma ‘ KUVVETLER AYRILIĞI ‘ denir. Çağdaş parlamenter demokrasiler de bu ilke olmazsa olmazdır.
Ne var ki 15 yıldır TBMM ‘de çoğunluğu elinde bulunduran AKP iktidarı isteyip te çıkaramadığı hiçbir yasa olmadığı , ve devletin tüm imkan ve güçleri elinin altında olduğu halde şimdi Siyam üçüzleri gibi Yasama , Yürütme , Yargıyı bir adama yapıştıracak şekilde 18 maddeden oluşan hilkat garibesi bir anayasa değişiklik paketini, sözde milliyetçi cumhuriyetçi ATATÜRK’çü MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Primitif aklının arkasına takılarak birlikte parlamento dan geçirerek milletin önüne koydular. 16 Nisan da bu anayasa paketine evet veya hayır demeye zorlanıyoruz.
Oysa Devletimizin başına musallat olmuş bir çok bela (PKK,DEAŞ,PYD) varken , halk ekonomik sıkıntı içinde boğuşurken iktidar 15 yıldır uyguladığı üretime dönük olmayan ekonomik politikalar sonucu ülkeyi yaşanmaz hale getirdiği tablodan parlamenter demokrasi sorunluymuş gibi beceriksizliklerini ve çapsızlıklarını unutturmak , yutturmak için yazılı ve görsel medyada ki satılık kalemleri , beynini iktidara kiralamış sözde aydın görünümlü akademisyenleri televizyonlara çıkararak kelime oyunları ile beyin yıkama seanslarına hız verdi.
Referandum da EVET çıkarmak için milletin vergileriyle elde edilen kazanımları seçmenlere şu ve bu şekilde adeta seçim rüşveti olarak dağıtmaya başladılar. Para musluklarını açtılar. Vatandaşın vergileriyle oluşan , büyüyen , gelişen bir çok kurumu ( Ziraat Bankası, Halk Bank, Vakıf Bank, THY, Botaş, Çaykur vs ) Varlık fonu adı verilen bir fona devrederek , tabir caizse ciğeri kedilere teslim ederek , bu güne kadar ekonomik alanda yaptıkları yanlışları akılları sıra düzeltecekler . Milletimizi refah içinde yaşatacaklar.
Devletimizin kurucusu GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün kurduğu üzerine titrediği Türkiye Büyük Millet Meclisini yaptıkları Anayasa değişiklik paketi ile baypas edip , egemenliği tek adama devretme çalışmasını başarıya ulaştırmak için her yolu mubah gören siyaset cambazlarına milletimizin yüz vermeyeceğini düşünüyorum . İktidar ve MHP‘nin yapmak istediği bir adama denetleme zorluklarını da içinde barındıran sınırsız imtiyaz tanımaktır.
1933 Alman ulusal parlamentosunun Hitlere verdiği yetkilerin benzeri ,Türk tipi Cumhurbaşkanlığı sistemi adıyla millete yutturulmaya çalışılmaktadır. Tarih’te Alman , İtalyan , Portekiz, İspanya, Güney Amerika Ülkeleri ( Brezilya ,Uruguay , Arjantin) Irak ,Libya ,Romanya ,Kuzey Kore, Vietnam Halklarının tek adama tapma ahmaklığına asil Türk milleti düşmeyecektir. Türk halkı özgürlüğüne ne kadar düşkün olduğunu , Ata’sının önderliğinde Çanakkale ‘de İnönü’de ,Dumlupınar da göstermiş Erdemli insanlar topluluğudur.
Geldiğimiz noktada zaman sadaka yiyecek kolilerini düşünme zamanı değil vatanı düşünme zamanıdır. Büyük ATATÜRK ’ün deyimiyle ’söz konusu vatansa gerisi teferruattır.
Atatürk diyor ki ; Tarihimizi tetkik ediniz, Türk’ün çektiği bütün felaketler , maruz kaldığımız tehlikeler ve musibetler hep kendi öz benliğimizi , milli varlığımızı inkar ederek , nereden geldikleri , hangi nesle mensup oldukları belirsiz bir takım kimseleri kendilerine reis tanıyarak , onların şuursuz bir vasıtası (olarak) olmak mevkiine düşmüş olmasındandır.
16 Nisan hayırlara vesile olsun.
YORUMLAR